Yazan Çiğdem Şen, Temmuz 2024
Hale Asaf, 1905 yılında İstanbul'da Kadiköy`ün Moda semtinde dünyaya geldi. Çocukluk yıllarında geçirdiği bir hastalık nedeniyle beş yaşında karaciğer ameliyatı geçiren Hale, hayatı boyunca bunun etkilerini yaşadı. Fransızca eğitim veren Notre Dame de Sion okulunda eğitim aldı.
1919 yılında Türk Kurtuluş Savaşı'nın başlangıcında Roma'ya gönderildi ve burada teyzesi Mihri Müşfik Hanım'dan ilk resim derslerini aldı. Bir yıl sonra Paris'e giderek Namık İsmail ile çalıştı. 16 yaşında ailesi tarafından eğitim için Berlin'e gönderildi. Hastalığının nüksetmesi nedeniyle akciğer ameliyatı geçirmesine rağmen, Prusya Güzel Sanatlar Akademisi'ne giriş sınavını kazandı ve Arthur Kampf'ın öğrencisi oldu. 1924 yılında bazı portreleri ilk kez bir sanat dergisinde yayınlandı.
Savaştan sonra Türkiye'ye dönen Hale Asaf, Feyhaman Duran ve İbrahim Çallı ile çalıştığı İnas Sanayi-i Nefise Mektebi'ne (Güzel Sanatlar Akademisi) kaydoldu. Kısa süre sonra Türk Eğitim Bakanlığı'ndan Avrupa'da eğitim almak için burs kazandı. Almanya'ya dönerek Münih Güzel Sanatlar Akademisi'nde Lovis Corinth ile çalıştı. 1926 yılında ilk kez Galatasaray Sergisi'nde eserlerini sergiledi – bu sergi, 1916-1951 yılları arasında genç Türk sanatçılar için önemli bir platformdu. 1927-1928 yıllarında Paris'te Académie de la Grande Chaumière'de André Lhote ile ve seramik sanatçısı İsmail Hakkı Oygar ile çalıştı ve daha sonra onunla evlendi.
Nişanlanmalarından kısa bir süre sonra çift Türkiye'ye döndü ve Oygar'ın öğretmenlik yaptığı Bursa'ya yerleşti. Asaf da bir öğretmen okulunda resim öğretmeni ve Necati Bey Kız Mektebi'nde Fransızca öğretmeni oldu. 1929 yılında Asaf ve Oygar, Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği'nin kurucuları arasında yer aldı. Asaf, derneğin tek kadın üyesiydi.
Bursa'da mutlu olmayan Asaf, Mahmut Cûda ile iş değişimi yaparak İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ne geçti ve burada eski hocası Namık İsmail'in asistanı oldu. Ancak burada da mutlu olamayan Asaf, 1931 yılında Paris'e tek başına gitmeye karar verdi. Yılın sonunda tekrar ameliyat oldu. İyileşme sürecinde, Galerie-Librarie Jeune Europe'u yöneten İtalyan yazar Antonio Aniante ile tanıştı. Asaf, galerinin yöneticisi oldu ve ikili bir çift oldu. 1934 yılında galeri kapandığında ve Aniantes'in kitapları Benito Mussolini karşıtı olduğu için bazı Avrupa ülkelerinde yasaklandığında, çift maddi zorluklar yaşamaya başladı. Bu arada Asaf'ın hastalığı ilerledi ve kanser oldu. 1938 baharında Paris'te öldü ve Thiais Mezarlığı'na defnedildi.
Hale Asaf'ın sanatsal stili, empresyonizm ve ekspresyonizm akımlarından etkilenmiştir. Özellikle portre çalışmalarıyla tanınan Asaf, kişilerin karakterlerini ve duygusal hallerini yansıtma konusunda ustadır. Renk kullanımı, ışık ve gölge oyunları eserlerinde belirgin özelliklerdir. Akademik eğitim aldığı için klasik resim tekniklerine de hakim olan sanatçı, bu teknikleri modernist ve ekspresyonist yaklaşımlarla harmanlamıştır.
Hale Asaf'ın eserlerinin bir kısmı, İkinci Dünya Savaşı sırasında kaybolmuş veya tahrip olmuştur. Ancak bazı eserleri İstanbul Resim ve Heykel Müzesi gibi Türkiye'deki müzelerde ve özel koleksiyonlarda bulunmaktadır. Sanat tarihçileri ve koleksiyoncular, sanatçının eserlerini koruma ve tanıtma konusunda önemli bir rol oynamaktadır.
Wir benötigen Ihre Zustimmung zum Laden der Übersetzungen
Wir nutzen einen Drittanbieter-Service, um den Inhalt der Website zu übersetzen, der möglicherweise Daten über Ihre Aktivitäten sammelt. Bitte überprüfen Sie die Details in der Datenschutzerklärung und akzeptieren Sie den Dienst, um die Übersetzungen zu sehen.